Amerika ’62: de profundis – Bir yol romanı. Panos Ioannides.
Yunanca’dan Türkçe’ye çeviri Lale Alatlı tarafından gerçekleştirilmiştir.
OPM & Ruffel, İstanbul 2013. 415 sayfa. ISBN: 978-605-5054-00-7
Ameriki ’62 de profundis. Aiora Yayınevi, Athina. 448 sayfa. ISBN: 978-960-7872-53-1
Kıbrıslı gazeteci Petros Archontides 1962 yılında Syracuse Üniversitesi’nin burslusu olarak bir ABD yolculuğuna çıkar. Genç gazeteci için bu gezi, daha ilk günlerinde Küba krizinin patlak vermesiyle, dünya politikası varoluşsal bir bunalım olarak hissettiği bir dönemdir. Savaş tehlikesi geçtikten sonra da – Kıbrıs sorunu ve EOKA, Batı ile Üçüncü Dünya ilişkileri gibi – günümüzde etkisini sürdüren politik durumlar, anlatıcı bireyin gündeminde önemli bir yer alır.
Archontides açısından bu ABD gezisinin iki yönü daha vardır: Bu gezi algı dünyasına getirdiği hareketlenmeyle iç dünyasını da »derinden« sarsmaya başlar. Ruhundaki mistisizm eğilimli merkez arayışı ifadesini caz müziğinde bulan bir humanizme yönelmektedir. Öte yandan Archontidis, yeni evlendiği karısından ayrı düşmüş, sadakatle fırsatlar arasında bocalayan genç bir adam ve çağdaş bir Odysseus olarak, Yeni Dünya’nın sınırsız olanaklarıyla, yeni insanlar ve yeni durumlarla tanışmaktadır.
Bu yeni insanlar arasında, Türkiye’den gelen roman kişisi Mehmet Rıza Özgül, yeni durumlar arasında da, bu Türk gazeteciyle arasında »doğan, sınanan ve perçinlenen« bir dostluk vardır.Türk-Rum dostluğunun ne anlama geldiği gibi bir sorunun bireysel düzlemde cevabı gibi okunabilen bu arkadaşlık beraberce yaptıkları Amerika yolculuğu sırasında ciddi bir krize girecektir. Romanın sonunda kriz atlatılır, fakat artık iki arkadaşın ayrılacakları gün de gelmiştir.
Yazarın ithafından, otobiyografik bir temele kurulu romandaki Türk arkadaşın değerli kitle iletişimi uzmanı Mahmut Tali Öngören olduğunu öğreniyoruz. Kıbrıs’la Türkiye arasında 1963’ten itibaren artmaya başlayan gerginlikler – her biri kendi ülkesinde radyo-televizyonun gelişimi konusunda önemli katkılarda bulunmuş olan – bu iki arkadaşın arasına aşılmaz engeller koymuş ve Öngören ölmeden önce tekrar bir araya gelmelerini engellemiş. Bu bakımdan Amerika ’62 aynı zamanda, kaybedilmiş bir yakınlığın hüznünü de dile getiriyor.