Yeni e edebiyat dergisi, S.17 s.55
iki kadın arasında
Fazla üstelemeden ayrıldık,
ne o kal dedi
ne de ben gidiyorum
unutmak için kadınımı
başka birini buldum
ondan gizlice,
oysa o soluğumdaydı hâlâ, derinlerde.
Öpüşlerini arıyordum
ama daha fazla kalamazdım,
zor, tuhaf, baskıcı, saldırgan, sinirli, tehlikeli olmuştu…
Yenisi ise tamamen farklıydı
yumuşak, şefkatli ve munis,
sevgiyle sarılırken
içtendi sözleri,
kendimi güvende hissediyordum ilk kez,
beni özgür bırakması gerektiğini biliyordu
her zaman kendisine döneyim diye.
Eskisi hâlâ peşimde,
geceleri rüyalarımı işgal ediyor!
Yenisi boş ver diyor,
artık biz beraber olduğumuza
hayatımızı kurduğumuza göre.
Öyle hissediyorum ben de,
ama yine de aklımdan silemiyorum onu,
ne de yüreğimden.
Hayatı bir uçurum
artık başkalarının kucağında,
fena bulaştı kara güçler,
şiddet dolu parmaklar okşarken onu,
kaba davranıp
incitiyorlar,
izin vermiyorlar içip eğlenmesine
şarkı söyleyip dans etmesine,
çimentodan bedeni
ne güneşi ne gökyüzünü görüyor artık.
Milyonlarca karınca yürüyor üzerinde,
orada, bir zamanlar İo’nun yürüdüğü yollarda
geçmişi hatıralara hapis,
sadece ölmediği için yaşıyor.
Üzülüyorum ona
en güzel yıllarım geçti
Zeus’un aşkı gibi.
Şimdi yanında olmak istemem ama,
bilsem iyi olduğunu yeter, uzaktan da olsa.
Özlüyor mudur beni acaba?
Gece yarıları
ellerimi uzatıyorum onu kurtarmak için
yetişmiyor,
bugün ise nihayet havaya kaldırıp ellerimi
bana ait olmayan ellere teslim ederken onu.
Sözcüklerimi yutup son kalanları üflüyorum:
“Elveda İstanbul,
Artık Selanik’leyim!”
Lale Alatlı